21 Mayıs 2011 Cumartesi

Zaman dursa, duvara vursam ve oradaki gibi renklere ayrılsa sonsuzluk, her şey mükemmel olsa o sahnede ki gibi, büyüleyici olsa.Bir şey eksik ama ne?Soru sormak istemiyorum,beynim sorulardan oluşuyor.Konuşamıyorum, gülemiyorum, hissedemiyorum.Birini mi bekleyeceğim bu hissi gidermesi için,lütfen bunu çıkart içimden.Bu bir tür kanser, bir yerde oluştu ve büyüyor ve şimdi bütün bedenimi sarıyor,yavaş yavaş ve acılı süreç.Paranoya ve sevgi.Sevgisizlik ve kriz.Bekleyiş ve hayal kırıklığı.Yaşlar ve umursamazlık.Nasıl olduğunu anlatamam sana,bilmeni de istemem.O insanlarla arana girmiş bir şey, duvar değil, ağ değil, o saydam bir şey de değil.Garip bir şey.Gülümsemeni engelleyen, konuşmanı, mutlu olmanı engelleyen.Beynini ele geçiren bir şey.Donuk değil, canlı değil, bencil de değil.Bu olmayan şeyler ne? Ben neyden bahsediyorum?
Uyumak zor, yemek yemek, gülmek, konuşmak, üzgün olmak zor.Tüm insani duyguları hissetmek zor, hissiz yaşam.Cümlelerin sonunu getirmek her yeni günde daha da kararıyor.Konuşmak istemiyorum.
Yazmak da zorlaşıyor çünkü düşüncelerim karmaşıklaşıyor ve kopuyor birbirinden.
İsteklerim bulanık, düşüncelerim, duygularım.
Hepsini bir kenara bıraksam keşke.
Bıraktın diyelim o zaman boş bir kılıftan farkın kalmayacak,senin ruhun bu saçmalıklara bulanmış.Saçma değil.Garip.Garip değil. Bilmiyorum, anlatamam.
Sadece bir noktaya bakıp yaşlansam, herkesten soyutlasam kendimi belki o zaman mutlu olabilirim.En azından mutlu olmaya çabalayabilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder