22 Haziran 2011 Çarşamba

Şimdi yavaşça ellerini yalnızlıktan çek...


Bana bir şey lazım.
Garip hissediyorum,çok rahattım nasıl oluyor da kendimi orada düşününce rahatken diğer yanda düşününce bu kadar rahatsız oluyorum?
Neden böyle?
Neden diye sormaktan alı koyamayacağım kendimi.
Günler yaşanıyor ve bitiyor.
Hep aynı.
Güzel de geçseler, kötü de geçseler bitiyorlar.
Bu düzen çokça sıkıcı değil mi?
Yaz geldi ve mutlu olduğuma,enerjik ve neşeli olduğuma kendimi inandırmaya çalışıyorum ama yakında düşer maskem.
Soluk yüz ve somurtkan surat.
Ben sadece sokaklarda yaşlanmak istiyorum.Pisliğin içinde, leş bir halde.Hiçbir şey kafamda yer etmeden her günü sarhoş geçirmek istiyorum.Zaten o halde çokta yaşamam, ne güzel Live Fast Die Young yazdırırız mezar taşıma.Ya da yazarlar, bilmiyorum kim yazar.Sarhoşken ahbaplık kurduğum insanlar olur her halde.
Hayaller hayaller.Benimde sonum rutine düşecek bütün hayallerin sonunda.Sabah erken kalk, işe git,çok çalış az pazar al,gecenin köründe eve gel.Hafta sonları ailece pikniğe gideriz artık.Hafta içi en büyük atraksiyonlarda tuvalate gitmek olur.Ne kadar eğlenceli değil mi?Sonra yaşlılıkta kemikler sızlarken rahata ulaşırız ama dışarı çıkacak, eğlenecek güç olmaz.
Hep bunları söylüyorum ama doğru.
Dün iğrenç bir rüya gördüm.Yaz kampına gidiyordum ama bok gibiydi.Neyse aklıma geldi öylesine.


Aslında şöyle ki yaz geldi ve ben her şeyden çok memnunum(:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder