2 Haziran 2011 Perşembe

Yavuz Çetin dinliyorum ve biraz daha garip hissettim.Tam olarak garip değil.
Ağlayamıyorum,şu anda hem mutluyum hem de üzgünüm sanırım.
Arada gidip geliyor diyorum ya, bariz hissediyorum o "gidip gelme"leri.
O parça bana iyi hissettirmiyor,anlamıyorum sana nasıl iyi hissettiriyor.
Anlamak istemiyorum zaten, ne önemi kalmış.
Bitmiş.
Konuşsak keşke süreyi uzatırdı bu.Hissizliğin süresini arttırırdı.
Hissizlik değil artık, belirsizlik.
Evet! Belirsizlik.
Hissetmiyor değilim, bu hissettiğimi adlandıramıyorum bu nedenle belirsiz.
Garip dediğim duygu da değil bu.
Belirsizlik.
Artık yazılarımın konusunun değişmesi gerek.Sıkıldım bunları yazmaktan ama yazmamaya başlamak için yazmam gerek.
Yemek yiyebilmem lazım artık.Sırf kahveyle olmuyor
Keşke konuşabilseydik,duygusal bir olay aramıyorum.Arkadaş olarak da konuşabiliriz.Zaten belirsizliği hissediyorum.Belirsizlik, seninle konuşmayla nasıl artabilir ki?
Ama bir şey itiyor senden ve onun ne olduğunu açıkça görüyorum,neyse ki belirsizliğin arasında kesin bir şey var.
"Saçma" demeye başlamayacağım.Bak yine kırılgan bir yazı yazıyorum.
İstemiyorum artık istemiyorum istemiyorum istemiyorum.
Gitmen gerek, belirsizlik.
Ona yazmak istemiyorum bunu artık ona yazmak istemiyorum,hak etmiyor demek istemiyorum, belirsizlik.İstemiyorum lütfen.Belirsizlik hiçbir zaman istediğim bir şey olmadı.
Sadece senin olmak çok güzel bir şarkı. 
Nasıl hissediyorum ben, boşluk gibi ama arada bir çok mutluyum, mutsuz olmuyorum ama garip işte,boş.Yine aynı döngüye giriyorum.
Rutinden sıyrılmam gerek, artık boş insanlar tanımak istemiyorum.
İstediğim ve istemediğim çok fazla şey var, halbuki şımarık biri değilimdir ben.
Gerçiyor yavaş yavaş biliyorum.
Lütfen artık o şarkıyı dinleme.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder