Dışarıdan bu kadar üzgün göründüğümüzü bilmezdim oysa.
.eğer bir senaryo yazsaydım,böyle bir repliğin olmasını isterdim.
Dokunabiliyordum ya, o yeterdi.
Dokunmak,o anlarda önemsizmiş.
Bazı anlarda boğulursun,bazı anlarda ölürsün.
Ve anlarsın ki artık gölgesini bile göremezmişsin.
Üzülmeye gelmeden gidiyorum zaten bende, ruhun parçalarını aramayacağım da aslında.Uyumaya gidiyorum.Rüya görürüm belki.
Ah o salak kafan olmasaydı senin.
Salak kafa, salak kafa.
Ah o kızgın bakışın,bir de üzgün bakışın.
Uykum var benim, oyalamayın beni,uyumak istiyorum ve hala beni tutuyorsun.Bırak artık haydi.
Bir yazıya girişeyim dedim, beğenmedim sildim.
Uykudandır,uykumak her şeydir.
Soğukmuş burası, üstüme bir şey giysem de geçmeyecek belli.
Doğru, ne yaparsın ki?
Hiçbir şey.
Neşeli bir gündü bugün, çok güzeldi ve hala da öyle.
Uykusuzluktur beni ele veren yoksa perfekto.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder