27 Mayıs 2015 Çarşamba

"Ama bil ki seninle çok çok çok  şey yaşayacağız ve gideceğimiz o kadar çok konser olacak ki Whitesnake'in pişmanlığını bile hissetmeyeceğim."
25 Aralık 2011

2012'de mezun oluyordu onlar, bu yazıyı yazdığım zamanlarda da yıllık yazılarını yazıp birbirlerine veriyorlardı. Hiçbir zaman veremeyeceğimi bildiğim halde yukarıdaki cümleyle bitirdiğim bir yıllık yazısı yazmışım ona. Her çarşamba günü serbest kıyafet günüydü ve ben hep grup t-shirtlerimi giyip giderdim. Yazıda, okulda onun varlığının beni mutlu ettiğini ve o t-shirtleri giyince yalnız hissetmediğimi söylemişim. Bir çarşamba günü ikimiz de Iron Maiden t-shirtlerimizi giymiştik, bu anlamlı tesadüfü hala unutmuyorum. Yazın, o ilk başlarda konuşmaya başladığımız zamanlar 10 Temmuz 2011'deki Judas Priest & Whitesnake konserine çağırmıştı beni, en önden gidiyorlardı. Bense gidememiştim. O kadar içimde kalmıştı ki o konser, gitseydim bazı şeylerin daha farklı gelişeceğine inanmıştım. Bunun için hep üzülmüştüm ama daha o zamanlar içten içe biliyormuşum onunla gidecek çok konserimiz olduğunu. İlk konserimiz 19 Haziran 2012 Megadeth konseriydi, sahnenin sağ tarafına doğru en en en öndeydik, unutamadığım bir konserdir. Sonra 3 Ağustos 2014'te Amon Amarth'a, 4 Ağustos 2014'te yeniden Megadeth'e gittik. 2 yıl sonra ilk defa 3 ağustos günü gördüm onu, geçen zaman boyunca hiç konuşmamıştık. Sonra 22 Mart 2015'te Opeth'e, 3 Nisan'da Dorock'ta bir bar konserine ve 10 Mayıs 2015'te ParkFest'e gittik. Festivalde biralarımızı neye içtiğimizi sorduğumda, bana onun konser partneri olduğumu söyledi. Bu söylediği söz benim için o kadar anlamlıydı ki duyduğumda afalladım. Sadece gülümsedim, tepki veremedim. Hissettiğim şeylere verecek tepki yoktu, hissettiğim şeyleri açıklamak içinse daha zamanı değildi.
Bunların olacağını çok uzun zaman önceden beri biliyormuşum, O günlerin üzerine o kadar fazla şey yaşayıp paylaştık ki. Şu anda Whitesnake'in pişmanlığını zerre hissetmiyorum. Whitesnake'i izleyememiş olmanın üzüntüsü hala var tabii ki ama onunla izleyememiş olmanın pişmanlığı kayboldu. Çünkü o kadar çok konsere gittik ki biz onunla ve hala gideceğimiz o kadar çok konser var ki.
"Müziğimize sahip çık, gitarı asla asla asla bırakma."
Çıkıyor da bırakmıyor da!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder