Bana bir barmen "Bir şey sorabilir miyim? Neden agresifsiniz? Agresif duruyorsunuz, sipariş alırken bile çekiniyorum" dedi.
Genel olarak insanlar beni ilk gördüklerinde beni çok soğuk biri olarak gördüklerini ama konuşunca ne kadar sıcak biri olduğumu söylerler ama hiçbir zaman kimse bana agresif göründüğümü söylememişti.
Kendimi dışarıya kapadım sanırım. Aklımda sadece sen varsın, sadece senin düşüncen ve seninle konuşacaklarım var. Bu da ruh halime inanılmaz bir şekilde yansıyor... Dışarıdan agresif göründüğümü bilmiyordum ama. Sadece sözcüklerimin beni agresif yaptığını sanıyordum. Öyle değilmiş demek.
"Look what you have done to me, unintentionally..."
Seni ruhumdan salmam gerek artık. Temmuz ortasında seninle konuşacağım. Temmuza kadar neler olacak bilemiyorum, şu anda aklımda seninle konuşmak var.
Sürekli somurtuyorum, şimdi farkına varıyorum. Beni gülümsetecek, güldürecek bir şey olmadığında etrafa kaskatı bakıyorum. Kaskatı bakışlarımın altında da sen varsın. Bunu yapmaya ne hakkın var? Bunu yapmana nasıl izin veriyorum? Seni artık salmam gerek. Bakışlarımda bile sen varsın, artık bakışlarımdan çıkman gerek.
Çocuk, bazen aklımdan öyle şeyler geçiyor ki kendi kendimi heyecanlandırıyorum. Senden gelecek yek bir güzel söze o kadar ihtiyacım var ki, hislerime cevap veren yek bir söze, yek bir harekete.
Bunu inkar ediyordum ama hayallerimde bunun ılıklığının bana ne kadar iyi geldiğinin farkına vardım. Bana gelsen ve beni bilerek beni sarsan.
Ah ben bu hayallere düşmeyecektim. Senin hayalini bile kurmuyordum geçen sene ağustosta ve bu çok güzeldi.
Artık seni salmam gerek. Benden ya gitmen gerek ya da tamamen bende kalman gerek.
Tamamen bende kalmayacaksan eğer iki senden sonra gelip kendini canlandırman kötü olmuş olacak. Bu böyle acı da olsa. Gelip benim olmayacaksan benim senin için içten içe umut edip sana hiçbir zamna sahip olmayacağımı biliyor olmam gerekti. Seninle yapmak istediklerimi hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini bilmem gerekti.
Ya siyah ya beyaz.
Şu anda her şey gri.
Neden beni istemeyesin ki?
Neden?
Neden?
Neden?
Beni al ve kendine sakla.
Beni al ve şehirden uzak bir yer seç.
Beni al ve göğe bakalım.
Beni al ve saçma sapan fıkralar anlat.
Beni al ve sımsıkı sar. Biliyorum, sen yaparsın böyle şeyler.
"I think U.E. is my eternal crush"
Bunu yazmışım sana aylar ya da senler önce.
Hala da öyle. I still think thay you are my eternal crush. Now and then. Forever.
Ah çocuk, bir insana bu sözleri yazdırabilecek güce sahip olduğunu bilmiyorum.
"The way that I feel about you is beyond the words"
My feelings towards you are beyond the words. And you do not know any of these.
Senin için bir sigara daha içip odaya çıkacağım, yine çakırkeyif bir gece. Ben bu kadar içmezdim. Self-harm, ne kadar aciz. Her neyse.
Çocuk, senden gelecek tek bir söze bakıyor mutluluğum, bilmiyorsun ama bileceksin ve bunun zamanı artık benim elimde.
Genel olarak insanlar beni ilk gördüklerinde beni çok soğuk biri olarak gördüklerini ama konuşunca ne kadar sıcak biri olduğumu söylerler ama hiçbir zaman kimse bana agresif göründüğümü söylememişti.
Kendimi dışarıya kapadım sanırım. Aklımda sadece sen varsın, sadece senin düşüncen ve seninle konuşacaklarım var. Bu da ruh halime inanılmaz bir şekilde yansıyor... Dışarıdan agresif göründüğümü bilmiyordum ama. Sadece sözcüklerimin beni agresif yaptığını sanıyordum. Öyle değilmiş demek.
"Look what you have done to me, unintentionally..."
Seni ruhumdan salmam gerek artık. Temmuz ortasında seninle konuşacağım. Temmuza kadar neler olacak bilemiyorum, şu anda aklımda seninle konuşmak var.
Sürekli somurtuyorum, şimdi farkına varıyorum. Beni gülümsetecek, güldürecek bir şey olmadığında etrafa kaskatı bakıyorum. Kaskatı bakışlarımın altında da sen varsın. Bunu yapmaya ne hakkın var? Bunu yapmana nasıl izin veriyorum? Seni artık salmam gerek. Bakışlarımda bile sen varsın, artık bakışlarımdan çıkman gerek.
Çocuk, bazen aklımdan öyle şeyler geçiyor ki kendi kendimi heyecanlandırıyorum. Senden gelecek yek bir güzel söze o kadar ihtiyacım var ki, hislerime cevap veren yek bir söze, yek bir harekete.
Bunu inkar ediyordum ama hayallerimde bunun ılıklığının bana ne kadar iyi geldiğinin farkına vardım. Bana gelsen ve beni bilerek beni sarsan.
Ah ben bu hayallere düşmeyecektim. Senin hayalini bile kurmuyordum geçen sene ağustosta ve bu çok güzeldi.
Artık seni salmam gerek. Benden ya gitmen gerek ya da tamamen bende kalman gerek.
Tamamen bende kalmayacaksan eğer iki senden sonra gelip kendini canlandırman kötü olmuş olacak. Bu böyle acı da olsa. Gelip benim olmayacaksan benim senin için içten içe umut edip sana hiçbir zamna sahip olmayacağımı biliyor olmam gerekti. Seninle yapmak istediklerimi hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini bilmem gerekti.
Ya siyah ya beyaz.
Şu anda her şey gri.
Neden beni istemeyesin ki?
Neden?
Neden?
Neden?
Beni al ve kendine sakla.
Beni al ve şehirden uzak bir yer seç.
Beni al ve göğe bakalım.
Beni al ve saçma sapan fıkralar anlat.
Beni al ve sımsıkı sar. Biliyorum, sen yaparsın böyle şeyler.
"I think U.E. is my eternal crush"
Bunu yazmışım sana aylar ya da senler önce.
Hala da öyle. I still think thay you are my eternal crush. Now and then. Forever.
Ah çocuk, bir insana bu sözleri yazdırabilecek güce sahip olduğunu bilmiyorum.
"The way that I feel about you is beyond the words"
My feelings towards you are beyond the words. And you do not know any of these.
Senin için bir sigara daha içip odaya çıkacağım, yine çakırkeyif bir gece. Ben bu kadar içmezdim. Self-harm, ne kadar aciz. Her neyse.
Çocuk, senden gelecek tek bir söze bakıyor mutluluğum, bilmiyorsun ama bileceksin ve bunun zamanı artık benim elimde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder