21 Ocak 2015 Çarşamba

Hala ve hala onun gülüşünü eskisi kadar seviyorum, belki de şimdi o zamanlarda sevdiğimden daha çok seviyorum.
O güldüğünde ben de gülüyorum.
Nedeni olsun olmasın, onun gülümsemesi beni mutlu ediyor. Güldüğünde çocuksu bir sevinçle ben de gülüyorum. Bana hissettirdiği duygu tam olarak bu, çocuksu bir sevinç.
Bundan birkaç ay önce eskiden ona yazdığım bir yazıma baktığımda hatırladım, gülümsemesine bu kadar içtenlikle bağlı olduğumu unutmuşum. Onun gülüşü ve onun kokusu, ona dair en çok özlediğim şeylerdenmiş. Onun gülüşü ve onun kokusu.
Sonrasında gülüşünü yenidir sevmeye başlamadığımı fark ettim. Bu beni mutlu etti. Eski bir alışkanlık, eski bir huzur, eski bir sevinçmiş benim için.
Acaba eskiden de bir şeye güldüğünde onu güldürenin ne olduğunu bilsem de bilmesem de yine beni bu kadar neşelendiriyor muydu? Bunu hatırlamıyorum, o kadar da önemli değil, şimdi yanımda ya.

O güldüğünde dünyayı dolaşıyor insan sanki!

Yüzünden o gülüşlerin hiçbir zaman eksik olmasın sevgilim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder