16 Mayıs 2014 Cuma

Neredesin?
Buradasın.

Tam da "Nerede?" diye sorduktan sonra ortaya çıktı.
Aslında aklımdaydı ama onu görmek beni şaşırttı.
Aklımda oluyordu ama onu görmeye hiç ihtimal vermiyordum her defasında, buna alışmıştım belki de.
Sürekli bilgisi olmayan sorular soruyordum çünkü.
Bu sefer bilgisi olan bir soru sormuşum, uzun bir aradan sonra.
Neredeyse 2 aydan sonra.
İfadeleri hiç değişmemiş. Zaten neden değişsin ki?
Sadece bu kadar uzak olup onun mimiklerine aşina olmak garibime gitti.
Küçük şeyler aslında o kadar büyük anlamlar taşıyorlar ki. Küçük detayları çok küçümsüyoruz.

Kadife Sokak'taki Teacher's Pub'ın ön tarafında oturan arkadaşlarımızla karşılaşmadan önce Aylin'e, "Bu çocuk nerede, nereye gidiyor ki? Hava tam Kadıköy'lük ama evet belki Caddebostan'a gitmiştir ama tam da saat onun okuldan çıkıp Kadikoy'e geldiği saat, nerede ki?" diye sitemle karışık sorular soruyordum.

Teacher's Pub'da oturan arkadaşlarımızla biraz konuştuk, sonra yolumuza devam etmeye başladık. Aylin bana onun pilavcıda oturduğunu söyledi. Dönüp baktım. Çok tanıdık,  çok uzak. Beni gördüğüne o kadar eminim ki. Dönüp bakmadı, belki istemediğinden belki yüzü olmadığından.
Biliyorum, ne kadar umursamaz olduğunu inandırmaya çalışsa da, o da bazen bazı şeylere yüzü olmayan biri. Ama bilemem, belki ne gerek var konuşmaya ya da herhangi bir şekilde iletişime geçmeye diye düşündü. Zaten göz göze gelseydik yanına gitmezdim, el sallardım. Konuşacak çok şeyimiz olmasına rağmen o bunları geçmiş eylemleriyle karaladı. Bir "Merhaba" bile diyemiyoruz.
Neyse, bana neden bakmadığını tartışmaya gerek yok.

Umarım pilavını soğuk getirmemişlerdir, orası hep soğuk getiriyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder