30 Mayıs 2014 Cuma

Artık K.'ye adayacağım yazılarım olmayacak çünkü içimde ona karşı olan "öyle" duygular kalmadı.
Bu güzel bir şey.
İşte bu saatten sonra onu sık sık görmeye başlayacağım.
Her neyse eğer o insanla aranızda bir köprü yoksa artık, onu görüp görmemek çok da önemli değil zaten.
K.'yi düşünüp çıkarımlar yaptığım yazılarım olacak tabii ki çünkü onu tanımamla beraber bir insan "modeli" tanımış oldum. Son derece klişe olan bir insan, kalıplara sığan bir insan. Onun gibi sürülerce olan bir insan. O, onun gibilerini tanımama yardımcı oldu, hala da oluyor. Bu nedenle ona teşekkür ediyorum en iyimser halimle.

Artık onun kalıplarında olan bir insanla olmayı hayal etmenin yanlış olduğu kanısına vardım.

K'ye Bukowski'nin bir sözünü armağan ediyorum, o kitap okumaz benden öğrensin: Dibe vurduğunu sanıp bir dip daha keşfedebiliyordu insan.

Birer çay içelim Vagon'da.
Yeniden saf olmayacağım.

2 yorum:

  1. Sık sık görmeye başlayacağım demiştim, görmeye başladım. Onu hep saçlarım örülüyken görüyorum, Uludağ'da da boarda çıkarken saçlarımı hep örerdim. Eski alışkanlıklar, tesadüfler.
    Hem de en olmayacak yerde en olmayacak zamanda gördüm onu.
    Kendi kendime "Evet, onu görmeye başlayacağım." dedikten beş dakika sonra önümde duruyordu. Hem de konuştuk, hiçbir şey hissetmedim ne kadar garip değil mi? Zamanında bana güçlü duygular hissettiren biri, o zamanlar karşıma çıksa ne yapacağımı şaşıracağım biri.
    Sonrasında sıradanlar gibi merhabalar, nasılsınlar, nasıl gidiyorlar. Ben bir şey hissetmedim, o ise heyecanlandı. Onun bu tepkisine karşılık olarak ben yine hissiz kaldım. Nasıl ki o zamanında benim hissettiklerime hissizleştiyse.
    Bu yazının son kısmına ithafen, gittik ve Yeşil Ev'de çay içtik. Belkilerimi yastığımın altına saklayacağım.

    YanıtlaSil
  2. Belkilerini sen yastığının altına sakla tabii ki.
    Görmezden gel sen, aferin.
    Yastığının altına sakladın ve yeniden saf oldun.
    Her neyse. Kendimi karşıma alıp ona kızıyorum.

    YanıtlaSil