Seni sonsuza kadar sevmekten korkuyorum
Sonsuza kadar senin içimde bir "keşke" olmandan korkuyorum.
2 gün önce sana "Seni uzun süre boyunca görmeyeceğim, belki 1 sene belki de daha fazla dedim". Sen de bunun olmayacağını aramızda hiçbir şey yokmuş gibi mi davranacağımızı söyledin. "Evet" dedim, "Aramızda olan her neyse yokmuş gibi davranacağız."
Benim kadar yoğun hisler içinde olmadığını, içinde benim kadar yoğun hislerin olmadığını, içinde bana karşı benim içimde sana hissettiğim yoğun hisler kadar yoğun duygular olmadığını ya da türevlerini, zaten biliyordum. Her zaman bildim, her zaman biliyorum. Her zaman bilecek miyim işte beni çıkmaza sürükleyen de bu.
Bir umut parçası, umut her kötü duygunun, her uzayan duygunun başlangıcı demiştim.
En azından aramızda olan bu her neyse, benim sana karşı olan hislerim her neyse artık biliyorsun.
Bilmiyordun, artık biliyorsun.
Hala düşünüyorum, hala çıkarımlar yapmaya, bir takım cevaplar bulmaya çalışıyorum bana cevaplar çoktan verilmiş olmasına rağmen.
Bana karşı duyguların olduğunu ama şu anda bir ilişki istemediğini söyledin. Zaten benim de seninle konuşma amacım bir ilişki değildi. İlişkiler duyguları köreltir ve ben ne seninle ne de sensiz içimde sana karşı olan duyguların körelmesini istemiyorum. Korkunç bir alışkanlık bu bende. Senin bana hissettirdiğin ve benim alıp içimde büyüttüğüm duygulardan kurtulmaktan korkuyorum. Artık bu hissettiklerimi bilmen gerekiyordu, öyle ya da böyle, bir şekilde bilmen gerekiyordu. Sana da söyledim, kendimi tamamlanmış hissediyorum. Bilmiyordun, bilecektin, artık bilmen gerekiyordu ve şimdi biliyorsun, bileceksin de. Bu gerçekliği her zaman bileceksin.
Sana hislerimi anlatmadan önce, duygu yoğunluğu içine girdiğim zamanlarda bir kaçışım vardı. Senin hayalini alıp sana neler hissettiğimi anlatıyordum ve rahatlıyordum. O anlar artık yaşandı ve benim kaçmak için yapacağım bir seçenek kalmadı. Burada bu hislerle daha da kapana kısıldım. Bunun olacağını zaten tahmin ediyordum. Hayıflanmıyorum, anlatıyorum sadece.
Bir yandan rahatlamış hissediyor muyum ondan emin değilim. Bunları bilmen çok güzel ama yine de benim içimde hiçbir şey değişmedi. Sadece yeni gerçekler ve yeni yüzleşmem gereken duygular ortaya çıktı. En azından tamamlanmış hissediyorum.
Şimdi, düşünüyorum, çıkarımlar yapıyorum, sürekli bir soruya cevap verme ihtiyacım varmış gibi hissediyorum, işte dedim ya eski bir alışkanlık bu. Verecek bir cevabım yok çünkü zaten bendeler, şu anda ne kadar düşünsem, ne kadar çıkarım yapmaya çalışsam da hiçbir sonuca varamıyorum. Sonuçtan bir sonuç çıkarmaya çalışıyorum. Belki de bu bir savunma mekanizmasıdır.
Seni uzun süre boyunca görmeyeceğim dedim ve bugün seninle karşılaştık.
Garip bir andı.
Tekel girdim ve "swtich" almak istediğimi söylerken arkamdan "Switch içer genelde kendisi" dedi.
O anda nasıl hissettiğimi anlayamıyorum bile. Sesini duyduğum anda boğazım düğümlendi, nefes alamadım. Yüzümü öne eğdim, sonra solumda duran sana baktım "Bak işte seni görmek istemiyordum ama sen yine buradasın, dediğin çıktı, seni 1 sene görmeme gibi bir ihtimalim yokmuş, yine sen haklı çıktın" dedim, sen de bana hak verir gibi bakıyordun, yüzünde muzurla buruk arası bir ifade vardı, "Evet Sena, dediğim oldu." diyordun. 2 saniye içinde birbirimize bakarak bunları konuştuk. Sonra tekelden çıktım, bir sigara içtik beraber, sana aldırttığım sakızdan ben de aldım, festivale ne kadar alıştığımızdan konuştuk, Salı günü sanki yine festivale gidecekmişiz gibi hissettiğimzden, onun Bono'dan bir şarkıyı benimse Wicked Game'i sürekli dinlediğimden bahsettik.
Ben ne istiyorum? Yanımda olmanı istiyorum sadece bu kadar. Sana sarılıp uyumak ve seninle sohbet etmek istiyorum. Bütün bunları yapmak için aramızda olan her neyse ona bir etiket mi uydurmak gerekir? Benim istediğim şey seni esir almak değil, istediğim şey bir ilişki gibi gözüküyor evet ama bunu gerçekten isteyip istemediğimden emin değilim.
Sana güçlü duygular hissettiremediğim için kendime kızacağım sanırım.
Kendime kızmaya çok düşkünümdür çünkü, sen bilmezsin.
Bunca sene seni içimde saklayıp, sakladığım her şeyi sana anlatabileceğimi hiç tahmin etmezdim. Hayat yine sürprizlerle dolu. Nasıl 4 Ağustos 2014 benim için büyük bir sürprizse, 29 Ağustos 2015'te benim için kısmen öyle bir sürpriz.
Gelip yazacağım,
Ama bilin ki nobody loves noone.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder