30 Nisan 2011 Cumartesi

RUN RABBIT RUN

When at last the work is done, don't sit down it's time to dig another one

23 Nisan 2011 Cumartesi

Bazı Şeyler Çok Saçma

Bir şeyleri çok özlüyorum, hala bir şeyler oluyor dışarıda ve nedense bu anı tam anlamıyla yaşayamıyorum .Sanki mutluyken daha çok üzülüyor başka birisi, benden biri.Bedenim gülüyor ama anlamı yok, sadece gülünmesi gerektiği için her şey.
Peki o zaman mutlu olduğumu nereden anlıyorum? Demek ki kaybetmemeşim hala.
Şimdi ne çalmalı biliyor musun, in my time of need ya da başka bir şey ama onu söylemicem.
belki de biliyorsun, çünkü o parçayı sende çok seversin.

Anlamlı

İyi de arkadaşım, onun taktiği o zaten anlayamadın mı hala,kafanı yorma artık böyle şeylere.
Çok saçma ya, insanların benim için kurdukları, planladıkları hayat , benim istediğim hayat değil. 
Benim karşıma geçip bunu yapıcaksın demiyorlar, diyemezler, ama diğer insanlarla birlikte aynı şeyi yapıyor olmam da benim için çizilen bir kalıp olduğunun kanıtı.Belki bir meslek seçmek istemiyorum, belki üniversiteye gitmek istemiyorum,belki düzenli bir işim olmasını istemiyorum, nerden biliyorsun da başarısızlığı bütün bunları yapamayacağıma yoruyorsun.Belki ben zaten onları istemiyorum.At gözlüklüler sizi, hepinizin yaptığı doğruymuşcasına saçma salak insanların koyduğu kurallarla,oyunlarla hayatınızı bok ediyorsunuz ya da hayatımızı...Hiçbirimiz bu düzene uymayı red edecek kadar cesur değiliz.


Neden risk almaktan korkuyorlar, bana sokağa çıkmak da bir risk gibi klişe yazma, daha büyük şeylerden bahsediyorum.Eğer umrunda olmazsa, aldığın risklerin başarısız olması imkansız.
Karşımda biri varmış gibi konuşmak iyi geliyor, beni anlıyor o.
Her zaman duymak istediklerimi de söylemiyor ayrıca, en ağır eleştiren o beni.
Mesela şu an, yanımdaki sandalyeden bana baktığını hissediyorum, şizofrenik değil bu, sadece hayali başka bir sen.
Biraz garip gibi ama değilde, herkes yapmalı.

22 Nisan 2011 Cuma

Neden biliyor musun bütün bu güvensizliğim çünkü,
insanlar birazcık vefasız biraz da unutkan ve aptal aptal aptal
insanlar birazcık unutkan biraz da vefasız ve aptal




neden bu moda döndüm gene, bilmiyorum.
neden beni seviyorlar bilmiyorum, neden beni sevmiyorlar bilmiyorum,umrumda mı onu da kestiremiyorum çünkü bir gün umursamazken diğer gün çıldırıyorum.ben buyum, değişken, bir gün mutluyken diğer gün dibe vurmuş.neden bu kadar önemli bilmiyorum.


neden istediği gibi davranınca onu suçladılar, bana göre saçmaydı, diğerleri onu anlamak yerine sadece yargıladı.o da kendisine döndü, sorunun diğerlerinde olduğunu fark etmedi.beni görmedi zaten o, beni fark etse ona anlatırdım iyi olduğunu,ikimizin de aynı olduğunu.ama o beni görmemeyi seçti,bende üstüne gitmedim.çok karmaşık, o diye bahsettiğim kim acaba, sadece bir gölge olarak canlanıyor gözümde, yüzü yok bedeni yok sanırım o sadece bir ruhtan ibaret.garip bir şey, silüetsiz bir beden o.


bugün yolda tek başıma yürürken düşündüklerimi sonradan dikkatlice düşününce hastalıklı bir beyine sahip olduğuma daha da inandım.bunu sanki güzel bir şeymiş gibi anlatmıyorum, kim böyle düşüncelere sahibim diye böbürlenir ki?ben değil.çok itici mi oluyor şu anda bilmiyorum ama bu umrumda değil,bu sefer eminim.sadece bir şey olacak ve bundan kurtulacağım, böyle düşündükçe kurtulma süremi uzatıyorum çünkü hiç bir şey olmayacak hep aynı.
bende sanmıştım ki bu geçecek ama yıllar geçti o hala orda ve büyük.giderek büyüyor.belki büyüyecek ve sonra gidecek.ama sonraya ne kadar zaman sonra ulaşacağım, bir şey olacak ve o sonra gelecek. kısır döngü.o 'bir şey' olmasını beklerken bu his daha da büyüyor ve ben hep onu gidermek için yapabileceğim diğer yolları erteliyorum, sanki başka bir şeyi beklermişcesine.


eğer benim gibi hissetmiyorsan, ne yazdığımdan tek bir kelime anlayamazsın.anlamamanı umuyorum, kimse hissetmesin böyle ..

17 Nisan 2011 Pazar

Mr. Sandman ,
Sana aşığım çünkü bana onu getirdin hihii .


aşık değilim lan sevinme hemen, ona aşık oluyorum ben.
sus.

Kırıntı

Demiştim ki, bütün yanılsamalar bir gerçek ve bütün gerçekler bir yanılsama.Bunlar bedenimi kullanmadan, ruhumu, kendi kendimi rahatlatmak için en kötü durumlara soktuğum durumlar,bu nedenle hepsi bir gerçek ve bir yanılsama. Kendim üzerinden yazmıyorum, bir kızı alıp onun duygularını yönlendiyorum, en güzel yanı da bu, onun kontrolcüsü olduğum için değil bu güzellik, bir şeyler yazıp neler olduğunu gördüğüm için güzel geliyor, hayal ettiğim, düşündüğüm için.Hiçbir şey anlattığım kadar kötü gitmiyor okuyucu beni pesimist bilme.Bilsende benim için değişen bir şey olmayacak, senin için de.Eğer ki bir insan kendi bedenini de bu durumlara sokmuşsa kendi isteğiyle, bundan mutluysa onu yargılamam böyle olduğu için ama ters giden bir şeyler var ne kadar umursamazlığını savunursa savunsun. 
yalınlık, yalnızlık.

16 Nisan 2011 Cumartesi

Bunun sonunu mutlu yazsaydın keşke güzel bir şey yapsaydın benim için keşke. keşkelerle olmuyor bu işler değil mi.bugün klişelerden duvar öreceğiz.
ama nasılız zaten mutluyuz neden şimdi bunlarla bozalım ki şu anı, en güzel olan da bu.

-mutlu son-
  
Şu anda tam bir "a tout le monde" havası var.  


sen nasıl bir adamsın david scott mustaine.

Baskı

Kapıyı açtı, içeri girdi anahtarını montunun cebine koydu, onu çıkaracağını bile bile.Dalgındı.Ayakkabılarını çıkardı yerine koymadı bıraktı öylece, içerdekilere sonu sessizce söylemiş bir merhaba dedi.Odasına girmek için holü geçti ışığı yakmadan, aklında yatağına yatmak vardı o karanlık kısa ama ona uzunca gelen holü geçerken. Odasına girdi yatağına yaklaştı ama yatmadı, oturdu öylece kaldı bir dakika ya da bir saat kestiremiyordu, düşünceleri ya çok yavaştı ya çok hızlıydı ortası yoktu ve o bunu bilmiyordu. Yanında kim vardı ki, kim vardı, en çok korktuğu şimdi içinde bulunduğu durum.Ağlamaya başladı kız içerdekilere aldırmadan.Saçmalık .Bütün yanılsamalar bir gerçek ve bütün gerçekler bir yanılsama, hiçbir şey somut ve soyut değil. Hissediyor ama hissetmiyor, etkileniyor ama sadece donuk.İçinde bulunduğu durum, yok.Sıcaktı göz yaşları, bir noktaya bakıyordu ama görmüyordu. bulanıktı, gözleri ıslaktı, göz yaşlarından gözleri bulanık. Karışık bir beyinden çıkan düşüncelerdi onunkiler .Ne yapmalıyım, ne olacak, ne olmalı diye kemirtiler.Bir şey yapmasına gerek yok çünkü zaten zaman ilerliyor.Sadece çok özlüyordu, ne kadar boşluklarını kendine itiraf etmese de.Ne kadar umursamazsa o kadar üşüyordu.Bir şey yapmasa bile zaman ilerliyor ve o düşünmüyor, düşünemiyor, neden demiyor.

7 Nisan 2011 Perşembe

Ben diyorum ki, sadece benim istediğim insanlar kalsa dünyada ve benim isteyeceğim insanlar, o zaman insanları sevmeye zorlamazdım kendimi,garip garip olaylar bunlar.
bir de şöyleleri var ki garip, şımarık olup sevebildiğim hayret ediyorum kendime, heralde uzun zamandır arkadaş olduğumuz yüzünden.beynim işlemiyor öyle konuşuyorum şu an.günlerdir 4 saatlik uykuylayım ki yetmiyor.
TABİ HAYATTA GÜZEL ŞEYLER DE OLMUYOR DEĞİL BU SIRALAR AMA HALA YARIM BİR ŞEYLER VAR.

5 Nisan 2011 Salı

COB

2 hafta kalmış ama ben heyecanlı değilim, çünkü çok sevmiyorum.

Şimi

En güzel an kedimin odamın aralık olan kapısından kafasını eğerek girerken ki halini sanki bir fotoğrafmış gibi görmek, sonra üstüme çıkar ya da bilgisayarımdaysam bilgisayarın klavyelerine basar, oraya oturur, sonra ben onu severim o kucağıma gelir, mırıldanır, ben onu severim o da kafasını daha da uzatır ve miyavlar. aşk yaşıyoruz biz onunla.
bu hep böyledir ama hiç şikayetçi değilim, çünkü o dünyadaki en güzel gözlü ve en düşünceli, bana karşı en anlayışlı olan varlık.Her şeyimiz karşılıklı ama bizim Şimşek'le.

Neyse ben kimya testime döniyim.

3 Nisan 2011 Pazar

Moda Gir Seni Kaltak

Hiçbir şey bilmiyorum acaba n'olcak.
merak de etmiyorum, merak etmiyorum derken ne kadar dürüstüm bilemezsin.
zaten ilgi çekici olan yanı da bu değil mi?

1 Nisan 2011 Cuma

Mr. Sandman

Mr. Sandman, bring me a dream 
Make him the cutest that I've ever seen
Give him two lips like roses and clover 
Then tell him that his lonesome nights are over
Sandman, I'm so alone
Don't have nobody to call my own
Please turn on your magic beam
Mr. Sandman, bring me a dream