30 Ağustos 2015 Pazar

Bugün sana her şeyi söyledim
Her şeyi mi hatırlamıyorum
Her neyse, yazacağım....
I told you my feelings towards you

29 Ağustos 2015 Cumartesi

Seni gormek icin katlanmayacagim sey yok sanirim....
Senin kokunu seviyorum
Belki garip ama senin vucudundan cikan her kokuyu cok seviyorum
Bu 2 gun sonunda sen de bileceksin

12 Ağustos 2015 Çarşamba

Seni atıyorum
Gömmüyorum
Seni çıkarıyorum
İşlediğin yerlerden bir bir
Pisliklerinle beraber akıyorsun
Gideceksin
Biteceksin
Kaybolacaksın
Seni zaman içinde aldım, bir bir defolarını onardım. Kafamdaki mükemmel  adam için  acı  çektim.
5 yıl boyunca
Artık gideceksin
Biteceksin
Biteceksin
Biteceksin
Biteceksin
Biteceksin
Senin hayalinin ve gerçeğinin  benim hayatımda yeri yok.
Yoksunuz.
Bittiniz. Gitttiniz. Azaldınız ve bittiniz.

11 Ağustos 2015 Salı

10 Ağustos 2015 Pazartesi

The Tick: "You're not going crazy. You're going sane in a crazy world!"

I am re-watching The Tick, one of my olders favorite cartoons.
Now I understand that, I had a great taste in life even when I was a kid.
Hayatımda değilsin ama her saniyemdesin.
Hala.
Gitmiyorsun.
Gidemiyorsun.
Seni bırakmak istiyorum artık.
Hayatımda bu kadar değilken aklımda olman beni aşağılıyor.
Kendimi ortada hiçbir şey yokken hayaller kuran saf kızlar gibi hissediyorum.
Öyle değil ama.
Her şeyin farkındayım.
Olacak olanların da farkındayım.
Beni ne kadar acıtsalar da bunları düşünmem gerek, bilmem gerek yoksa hayallerime sığındığımda onların gerçek olduklarını sanarım.
Kum fırtınasında hayallerime sığınırım.
Dışarıda olup biten her şeyi görüp, hesaplayıp, tartıp kendime dönerim.

Biliyorum bana hiç gelmeyeceksin.
Biliyorum bir gün bana geleceksin.

Umut insanı öldürmeye yetiyor.
Umut her şeyin uzamasını sağlayan his.
Her kötü hissin, her gitmeyen hissin taşıyıcısı umut.

Onca zamandan sonra hala senin için ağlayabiliyorum.
Kendimi o kadar zayıf ve aciz görüyorum ki.
Hiçbir şey yapamıyorum, elim kolum bağlı, cümlelerim mühürlü.

Ne zaman kendime desem ki "Tamam artık onu içimden atmak için bir adım atabilirim", işe yaramıyor. O adımı atıyorum ama senden uzaklaşamıyorum. Attığım adımı geri yürüyorum. 

Son zamanlarda seni gömmeye başladığımı fark ettim. Madem sen, çıkaramıyorum, madem sen azalmıyorsun, senin üzerine kapatacağım yeniden. En uzak köşeye saklayacağım seni. Bunu yapmayacağıma söz vermişim içten içe ama kaçmanın en kolay yolu bu.
Bunu yapabilirim umarım.

7 Ağustos 2015 Cuma

Do you know how much it hurts me?

Ben nasıl bir başkasını seveceğim?
Seni aklımdan çıkartabilmem için bana bir şey vermen lazım. Gerçek bir şey.
Hayatımın bu kadar dışında olup bu kadar da içindesin. Yine 1 aydır konuşmuyoruz, varlığımın farkındasın en azından, bunu biliyorum.
Bir şey olması lazım. 
İyi ya da kötü.
Seni aklımdan çıkartabilmem için.
O dönemler altın dönemlerdi ve ben de farkındaydım.
Çocuk, keşke seni hiç tanımamış olsaydım.

6 Ağustos 2015 Perşembe

Asil'in siyah Zipposu var
Asil tiyatro oyuncusu
Asil, benden onun yaverini oynamamı istedi. Ben de kabul ettim.
Kim bu Asil?

Liseme giriyorum diye girdiğim kapıdan seyirciyi de içine alan bir tiyatro oyununun içine girdim, bir lokomotifin en ön koltuğundaydım.
Sonra sigara molası verdiler. Asil Zipposunu bana vermişti. Sigarasını ağzına koydu ve ceplerini yoklayarak, gözlerini önündeki masanın üzerinde gezdirerek Zippo!yu aradı. Ben de onu izliyordum, gülümseyerek "Zippoyu mu arıyorsun?" dedim ve cevap vermesini beklemedern Zippo'yu ona uzattım. Siyah ve mat bir Zippo. Sigarasını yaktı, sonra yanıma geldi ve Zippo'yu tekrardan bana verdi.

4 Ağustos 2015 Salı

"Strange what desire can make foolish people do"
"The world is on fire noone can save me but you"

1 Ağustos 2015 Cumartesi