Şeker gibi kız.
29 Aralık 2014 Pazartesi
18 Aralık 2014 Perşembe
Zor olan hiçbir şey yok, sadece çok fazla düşünüp ihtimaller üretmek ve bu ihtimallerin en olumsuzuna inanmak yanlış.
Tahminlerine her zaman güvenme.
Düşüncelerini gözden geçir.
Sadece yalanlara yer yok.
3 sene sonra, onunlayken yine mutluyum.
Onunlayken evdeyim.
Moralim iyi olmadığında çok sıradan bir şey anlatırken bile yüzümü güldürebiliyor.
Ona bakınca tüm hayallerime bakıyorum.
Mutlu yazılar hoş geldiniz. Burada sizin için her zaman bir yer var, yeter ki kalmak isteyin.
İyi geceler!
Tahminlerine her zaman güvenme.
Düşüncelerini gözden geçir.
Sadece yalanlara yer yok.
3 sene sonra, onunlayken yine mutluyum.
Onunlayken evdeyim.
Moralim iyi olmadığında çok sıradan bir şey anlatırken bile yüzümü güldürebiliyor.
Ona bakınca tüm hayallerime bakıyorum.
Mutlu yazılar hoş geldiniz. Burada sizin için her zaman bir yer var, yeter ki kalmak isteyin.
İyi geceler!
16 Aralık 2014 Salı
14 Aralık 2014 Pazar
I don't know if something is up or I am being paranoid.
When I feel like this usually something is up.
The person being uncommunicative, you are the responsible one from this itchy and burning feeling.
I am not going to talk to you until you reach me.
Even if it drives me crazy I am going to keep my mouth shut.
Yes even if it eats me up inside, I'll do that.
When I feel like this usually something is up.
The person being uncommunicative, you are the responsible one from this itchy and burning feeling.
I am not going to talk to you until you reach me.
Even if it drives me crazy I am going to keep my mouth shut.
Yes even if it eats me up inside, I'll do that.
10 Aralık 2014 Çarşamba
Why are you giving me this feeling?
Why the hell you, the person who I am going to trust the most, is doing this?
Why is he feeling like this?
Everything is being crushed before they start. Sometimes they are ruined right after they start but it does not matter. What matters is why is this happening?
Is this some kind of a curse?
Why the hell is this happening in the moment I start to feel something, in the moment that I can competely devote myself to someone?
Why is this happening when I can feel safe when I am near to him?
Just tell me the reason.
What happened to love which always finds a way?
Why the hell you, the person who I am going to trust the most, is doing this?
Why is he feeling like this?
Everything is being crushed before they start. Sometimes they are ruined right after they start but it does not matter. What matters is why is this happening?
Is this some kind of a curse?
Why the hell is this happening in the moment I start to feel something, in the moment that I can competely devote myself to someone?
Why is this happening when I can feel safe when I am near to him?
Just tell me the reason.
What happened to love which always finds a way?
Every little thing is going to be alright.
Love will find a way.
9 Aralık 2014 Salı
Come on, sing me "To Be With You".
If you are brave enough.
If you are capable of defeating your fears.
Fears are just your excuses (and my execuations). I wonder what they are covering for you?
Don't make me hate you.
Again.
Do not go into dark.
Do not make me feel how I felt for you three years ago.
Do not waste the time we have.
If you are brave enough.
If you are capable of defeating your fears.
Fears are just your excuses (and my execuations). I wonder what they are covering for you?
Don't make me hate you.
Again.
Do not go into dark.
Do not make me feel how I felt for you three years ago.
Do not waste the time we have.
6 Aralık 2014 Cumartesi
Love Song
Kırıntılar da kalmadı.
Hayatımda bir leke olacaksın demiştim, oluyorsun da.
Bana ve vücuduma yaptıkların.
Şu kaybetme korkusu olmasa.
Gelmese.
Bir şeyler hissetmek istemiyorum ama hissediyorum.
İnsan neden sevmekten korkar?
Geçmişte bunu düşünüp insanları yadırgıyordum şimdi aynısı bana oluyor.
İnsan sevmekten korkabiliyormuş ve Fromm'un 32. sayfada dediği her sözü destekliyorum.
Bunca yarayı nasıl aldım, bunca tavizi nasıl hak etmeyen insanlara vererek üzerimde yara açmalarına izin verdim.
Milyonlarca düşünce var.
Kendimi boşlukta hissediyorum.
Bir şeyler var ama dokunamıyorum.
Gelin bakın bileklerimizde hayali zincirler var.
Kendim, kendime ihanet ediyor ve bunu engellemek benim elimde değil.
Diğer kişi bana ihanet ediyor, o zaten hiçbir zaman iyiliğimi istemedi.
Bu anlayışı ne kadar daha devam edecek.
Kurduğumuz hayallerin kaçı gerçek olacak.
Daha yaşanacak ne kadar şey var.
Kendim hakkında keşfettiğim o yeni şeyi ne zaman atlatacağım?
Belki de bundan da önemlisi, nasıl atlatacağım? Hangi yollardan geçeceğim.
Yanımda olacak, beni destekleyecek hatta en büyük destekçim olacak, biliyorum.
Çünkü o öyle iyi kalpli bir insan.
Beni seviyor, biliyorum.
Görüyorum, duyuyorum, hissedebiliyorum.
Ona bakınca sanki aynaya bakıyorum.
O bana güzel bir insan olduğumu söyledi.
Ben de onun güzel bir insan olduğunu düşünüyorum, öyle. Gerçekten çevremde olan insanların çoğundan çok daha farklı.
Onunlayken tamamen kendimim. İstediğimiz her şeyden konuşabiliyoruz. Ona sormaya çekindiğim hiçbir şey yok. Onunlayken sıkıldığım bir an yok.
Ona bakınca artık bir çocuk değil yetişkin bir adam görüyorum. Beş sene içinde bu gözlemi yapabilmek o kadar da şaşırtıcı değil zaten.
Onu çok seveceğim ve yarım kalmayacak.
Yarım kalsa bile, kalmayacak.
Bunlara inanıyorum demek ki kaybetme korkumu da çürütüyorum.
Bu sefer ben kazanıyorum. Self-destructive side of mine, you are going to lose this timei you feel it.
Ama en güzeli, yeniden söylemek istiyorum, onunlayken kendim olabiliyorum. Saklayacak hiçbir şeyim olmuyor, çünkü saklamaya ihtiyacım yok.
Onun yaptığı hiçbir şey beni geri itmiyor. Ben yapılmaması gereken şeyler yaptığımda o bunları hoş görüyor. Bencil biri değil, ilişkiye manasını verebiliyor.
Ona sarılınca sanki bütün dünyaya sarılıyorum. Dünyanın bütün güzelliklerine.
Ve kokusunun bu kadar önemli olduğunu 3 sene önceki yazılarıma bakınca hatırladım.
O yazılara bakmak iyi mi oldu kötü mü oldu hala emin değilim. Zaman içinde göreceğiz bunu ama o yazıların etkileri, eğer ki yıpratacaklarsa, onunlayken hissettiğim şeyleri yıpratamayacak, öylesine eriyip gidecekler. Bu güzel bir şey.
Ona onu sevdiğimi söyleyemiyorum çünkü
Çünküsü yok.
Söyleyemiyorum.
Ama onu çok seveceğim ve bu sefer bu lafın içi dolacak, biliyorum.
Çünkü love always finds its way.
3 sene önceye dönüp kulağıma "Love will find a way" diye fısıldamak istiyorum.
I know.
Çünkü ben oyum, o da ben.
We are destined to be together.
We are meant to be together from the beginning.
Bu yüzden yarım kalmayacak.
"Love will find a way"
Hayatımda bir leke olacaksın demiştim, oluyorsun da.
Bana ve vücuduma yaptıkların.
Şu kaybetme korkusu olmasa.
Gelmese.
Bir şeyler hissetmek istemiyorum ama hissediyorum.
İnsan neden sevmekten korkar?
Geçmişte bunu düşünüp insanları yadırgıyordum şimdi aynısı bana oluyor.
İnsan sevmekten korkabiliyormuş ve Fromm'un 32. sayfada dediği her sözü destekliyorum.
Bunca yarayı nasıl aldım, bunca tavizi nasıl hak etmeyen insanlara vererek üzerimde yara açmalarına izin verdim.
Milyonlarca düşünce var.
Kendimi boşlukta hissediyorum.
Bir şeyler var ama dokunamıyorum.
Gelin bakın bileklerimizde hayali zincirler var.
Kendim, kendime ihanet ediyor ve bunu engellemek benim elimde değil.
Diğer kişi bana ihanet ediyor, o zaten hiçbir zaman iyiliğimi istemedi.
Bu anlayışı ne kadar daha devam edecek.
Kurduğumuz hayallerin kaçı gerçek olacak.
Daha yaşanacak ne kadar şey var.
Kendim hakkında keşfettiğim o yeni şeyi ne zaman atlatacağım?
Belki de bundan da önemlisi, nasıl atlatacağım? Hangi yollardan geçeceğim.
Yanımda olacak, beni destekleyecek hatta en büyük destekçim olacak, biliyorum.
Çünkü o öyle iyi kalpli bir insan.
Beni seviyor, biliyorum.
Görüyorum, duyuyorum, hissedebiliyorum.
Ona bakınca sanki aynaya bakıyorum.
O bana güzel bir insan olduğumu söyledi.
Ben de onun güzel bir insan olduğunu düşünüyorum, öyle. Gerçekten çevremde olan insanların çoğundan çok daha farklı.
Onunlayken tamamen kendimim. İstediğimiz her şeyden konuşabiliyoruz. Ona sormaya çekindiğim hiçbir şey yok. Onunlayken sıkıldığım bir an yok.
Ona bakınca artık bir çocuk değil yetişkin bir adam görüyorum. Beş sene içinde bu gözlemi yapabilmek o kadar da şaşırtıcı değil zaten.
Onu çok seveceğim ve yarım kalmayacak.
Yarım kalsa bile, kalmayacak.
Bunlara inanıyorum demek ki kaybetme korkumu da çürütüyorum.
Bu sefer ben kazanıyorum. Self-destructive side of mine, you are going to lose this timei you feel it.
Ama en güzeli, yeniden söylemek istiyorum, onunlayken kendim olabiliyorum. Saklayacak hiçbir şeyim olmuyor, çünkü saklamaya ihtiyacım yok.
Onun yaptığı hiçbir şey beni geri itmiyor. Ben yapılmaması gereken şeyler yaptığımda o bunları hoş görüyor. Bencil biri değil, ilişkiye manasını verebiliyor.
Ona sarılınca sanki bütün dünyaya sarılıyorum. Dünyanın bütün güzelliklerine.
Ve kokusunun bu kadar önemli olduğunu 3 sene önceki yazılarıma bakınca hatırladım.
O yazılara bakmak iyi mi oldu kötü mü oldu hala emin değilim. Zaman içinde göreceğiz bunu ama o yazıların etkileri, eğer ki yıpratacaklarsa, onunlayken hissettiğim şeyleri yıpratamayacak, öylesine eriyip gidecekler. Bu güzel bir şey.
Ona onu sevdiğimi söyleyemiyorum çünkü
Çünküsü yok.
Söyleyemiyorum.
Ama onu çok seveceğim ve bu sefer bu lafın içi dolacak, biliyorum.
Çünkü love always finds its way.
3 sene önceye dönüp kulağıma "Love will find a way" diye fısıldamak istiyorum.
I know.
Çünkü ben oyum, o da ben.
We are destined to be together.
We are meant to be together from the beginning.
Bu yüzden yarım kalmayacak.
"Love will find a way"
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)