25 Ekim 2014 Cumartesi

Senin sadece ismin güzeldi. Ben sana değil senin ismine aşık olacakmışım.

Bir de artık biliyorsunuz sevgililerim, ben size değil melankoliye aşığım.

24 Ekim 2014 Cuma

You remember those moments.
In my arms, sleeping.

It could be one of the reasons why I am so attached to you. It was a sacred act for me, an exchange of energies.
The energy passed through my body and then transferred to yours. We were one, physically and spritually. It was beautiful. Room 327.

I cannot get rid of you, maybe we are still one in some ways.

Why do you remember?

23 Ekim 2014 Perşembe

İletişimsizlik penceresi.

Hayal kurarken o anlarda o hayallere o kadar inanmak bana zarar verecek mi?
Fark etmeden bana zarar veriyorlar mı?

Kurduğum hayaller. Hayal dünyası. Yer yüzündeki soyut cennet (!)

Düşünüyorum da üzülüyorum, çünkü farkına variyorum. Bir kez daha ve bir kez daha ve bir kez daha.

Sevgili sevgisizliklerim, neredesiniz?
Bir gelecek kaygısına düşmüş gördüm sizi, evet siz, sevgisizlerden bir tanesi.
Sizden işe yarar bir şey çıkmayacak bilginize, ha ama siz yine de debelenin çabalayın. Hevesiniz oralarda kalmasın, deneyerek görün.

Benim korkak çocuğum sen neredesin?
Bir merhabayı neden esirgiyorsun ki?
Ayıp. Ama zaten senin saygısız olduğunu çok uzun zaman önce gözlerine baka baka söylemiştim.
Neredesin?

Neyse, iyi geceler

18 Ekim 2014 Cumartesi

I've never been in love. But this feeling I feel for you, some call it obsession, is the closest thing that I feel to love.

It is going to be one year and there haven't been a single day I haven't thought of you.
Your existence makes me dizzy.
I do not, I can not talk when I am with you because my thoughts are preventing me from focusing on to some other thing.
I wish we never met. It'd be much easier.
I know where you are right now.
Boy, where are you?
I want you in my life.
I feel tied up.

12 Ekim 2014 Pazar

Tutup çekseydin
Kolumu biraz daha fazla kavrasaydın, biraz daha fazla sıksaydın
Dokuna dokuna, sabırla öğretseydin 
'Seni seviyorum'u heceletseydin 

Bense sana sevmeyi öğretseydim
Öğrenecek çok şeyimiz vardı, senin de benim de 
Birbirimizden gelenlerle yoktan varlar etseydik
Sana sevmenin iki saatte olmadığını, olamayacağını öğretseydim

Cümleler hala bir çıkmaz 
Cümleler hala beni soyuyor 
Çıplak kalıyorum 

"Rim"le sevecektim seni 
Eğer biraz sabretseydin 
Biraz çabalasaydın 
Küçük mutluluklarla dünya bizim olacaktı 

On liraya bir şarap alırdık, 
Gider bir yere otururduk, deniz kenarı, her şeyin başlangıcı
İnsanlardan istemeye gerek yok bu sefer, sigaralarımız tam nasılsa.
Hala benimle gezmek istiyor olurdun 
Hala ne güzel güldüğümü, ne güzel koktuğumu, ne kadar güzel olduğumu söylerdin
Ben de düşünmeden inanırdım sana 
Kafamdaki düşüncelerden uzak olurdum 
Sorular gerçekten uçmuş gitmiş olurdu
Eğer ki kolumu bırakmasaydın 
Eğer ki beni iki saatte sevmeseydin


Her neyse, 
Bir şarap ve bir sigara.
Moda ise hayallerde. 
"Keşke Moda'yı balkonumu taşıyabilsem."
Yine bunaldım.
Yine aklımda binbir türlü geçmiş.
Biliyorsunuz, bazen bilmiyorlar.
O da bilmesin.
Sen de bilme.



11 Ekim 2014 Cumartesi

İstanbul seni özlemedi! O benim yanımda.
Kadıköy de benim! BENİM!
Sen eğlenme oralarda.

10 Ekim 2014 Cuma

Because It Brings Me Back You

Lilac wine ve bir sigara.
Eflatundan bir şarkı, belki biraz da gece mavisi.


"I lost myself in a cool damp night"

"I made wine from a lilac tree, put my heart in its recipe, it makes me see what I want to see and be what I want to be"

"I drink much more than I ought to drink, because it brings me back you"

8 Ekim 2014 Çarşamba

Koşun komşular bana bir şeyler oluyor!!!
Yerimden kıpırdayamıyorum ama yerimde de duramıyorum, bu nasıl bir ikilem?
Bana hakim olun yoksa aklımdaki tüm adamları bir bir arayıp onlara hallerini hatırlarını soracağım.
Aman yarabbi olacak iş mi o şimdi?
Bana bir şeyler çoktan olmuş komşular siz onlara bir Türk kahvesi yapın, bana da bir çay koyun en iyisi.
Ya da soğuk bir su getirin şu kaçırdığım aklımın üzerine bir içeyim, belki iyi gelir.

O mu, yoksa o mu, yoksa diğeri mi?

Lise yıllarından bir anı.
Keşke sadece bir anı olarak kalmasaydı.
Ne de güzel yaşanmamışlıklar vardı. Yine hayaller hayaller hayaller.

İnsan cesur olmadıkça boşa yaşıyor.
Ben çok mu istiyorum her gün aynı yere gidip geleyim?
Gezmek istiyorum, başka bir şehre yerleşip oradan sıkılıp diğer şehre yerleşmek istiyorum.
Bambaşka insanlar tanımak istiyorum, ufkumu açan insanlar.
Sürekli aynı muhabbetlerin çevresinde dolaşan insanlardan kopmak istiyorum.
Bir enstrüman çalmayı öğrenmek, mesela piyano, çok güzel olurdu.
Geleceğe dair pek bir hedefi olmayan rahat bir grupta şarkı söylemek istiyorum.
Kendi paramı kendim kazanayım bir de. Belki çeviri yaparım, akşamları da bir barda çalışırım.
Bir de motorum olsun oh.

Hayaller hayaller hayaller.
Bazıları o kadar da uzak değiller.
Hiçbiri uzak değil aslında, hepsi elimin ayarında.
Dozu fazla kaçırmayalım ama sakın! Yoksa sonra hayatı yaşarız falan aman nolur nolmaz (!)

7 Ekim 2014 Salı

6 Ekim 2014 Pazartesi

Görüyor
Duyuyor
Konuşuyor
Ama anlamıyor
Hissetmiyor!