18 Nisan 2018 Çarşamba

Hayat Kadını - 6 Dakika Yazısı2

Memeleri çok büyüktü, olması gerektiğinden fazla. Erkekler severdi onu. O da onların sevdiği şeye kanmış hayat kadını olmuştu. Televizyondaki hayat kadınlarının odalarının aynısıydı onunki de. Bir onu görmüştü, hayat kadınlarının odaları böyle olurdu. Zaten ona ne denirse onu yapardı En azından görmediği şeyi şu ana kadar hiç yapmamıştı. Neyse oda. Külüstür bir televizyon ve pembe peluş perdeler. Perdelerini Eminönün'den çok ucuza almıştı. Pembe peluş tatlı perdele. Sigara dumanından onların da rengi atmıştı O yine de seviyordu. Çocukken en sevdiği renk pembeydi, belki pembeyi ona çocukluğunu hatırlattığı için seviyordu. Annesi onu şimdi görse ne düşünürdü acaba. Gerçi o da babası ne düşünse onu düşünürdü. O da annesi gibiydi, annesi de o. Ama o hoşnutsuz değildi hayatından. Sabaharı izlediği kadın programlarından, kendini yerine koyup hayaller kurduğu aşk dizilerinden. Bir de o aşk dizilerine ne özenirdi. Romantik olan erkekler, kocalarına, sevgililerine çiçek alan kadınlar. Kadınlar çiçek alıyordu siz düşünün seviyeyi. Ona gelen erkekler o kadar pisti ki işlerini çabucak halletmeleri için içinden yalvarırdı. Yalvarırdı ama duyan olur muydu. O hep yalnız hissetmişti hayatında. Hayatına giren o kadar erkek olsa da en sonunda sabahları kadın programı izleyen, aşk dizilerine bakıp iç geçiren kadındı o. Ne çiçek alanı ne de su vereni vardı. Onu özel yapan bir çift memeydi.