28 Ocak 2012 Cumartesi

Tek bir gece
Tek bir fotoğraf
Boşluk
Üzülüyor muyum farkında değilim
Hiçbir şey hissedemiyorum
Karamsarlık donukluk hissizlik
Eskiden duygularım böyle sıralanırlardı
Ama şimdi hissettiğim şey daha doğrusu içinde olduğum şey -içimde olan şey- bu değil
Hissedemiyorum
Sevinemiyorum, üzülemiyorum
Bir şey olunca, iyi ya da kötü, ne hissedeceğimi biliyorum ama içimden sadece ona bakakalıyorum
Eğer kıpırdasaydım neler hissedeceğimi bildiğimden ona göre davranıyorum, rolümü oynuyorum
Sanki bir tiyatro ve sona daha çok varmış gibi
Sanki saniyeler senelermiş gibi
Zaman çabuk geçmiyor demiyorum
Sadece içine hapsolduğum şey bitmeyecekmiş gibi
Anlarım çabuk geçiyor ama beni çevreleyen şey zamanın aksine hiç tükenmiyormuş gibi
Ağlayabilirim ama hissedemem
Gülümsüyorum, aslında donuğum
Garip


25 Ocak 2012 Çarşamba

Başladı.
Giderek deliriyorum.
Anksiyeteli
Paranoyak
Belki şizofren
Giderek bulanıklaşıyor
İyi değil 
Yazamıyorum 
Milyon düşünce var
Yazabilecekken yazamıyorum 
Belki de az yazsam daha fazla kalır 
Bilmiyorum umurumda mı? 
Bitirmem gerek 
Ama nefes bile alamıyorum 
Konuşamıyorum özgürlüğüm yok 
Endişem o kadar fazla ki saplantılarla doluymuş beynim 
İstediğime ulaşıyorum 
Bitiyormuş 
Birileri geliyor farkında değilmişiz 
Ne fark eder 
Sanki konuşacaklar 
Umursamadığımı sanıyorum ama rol mü yapıyorum yoksa umursamıyor muyum farkında değilim 
Ayrım yapamam 
Merhaba merhaba 
Hoşçakal

Müzikle ilgili bir şeyler yapsam
Ve bunda başarılı olsam
Kendime yetecek ve ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar param olsa
Bilirsin "money it's a gas"
Londra'ya yerleşsem
Orada evlensem
Camden Town'da yaşasam
Her gün ot içip hayatımın ne kadar güzel olduğunu düşünsem
Bazen de durmadan yağan yağmur yüzünden melankolik olsam
Ama her şeyin bana yetecek kadar güzel olduğunu bildiğimden,melankoli sadece yüzeysellik olsa
Yağmurlu ama güneşli
Gökkuşağı gibi bir hayatım olsa
Yağmur,güneş,gökkuşağı,renkler,renk prizması,dark side of the moon,pink floyd,huzur.

Her şeye üşeniyorum,kıpırdayamıyorum.
9 saatlik uykuya rağmen hala deli gibi uykum var ve uyumamam gerek.
Kahvaltı yaptığımdan bunları yazacak zaman açılıyor.
Şimdi üstünü giyin,diş fırçala,yüzünü yıka,lens tak
Çok iş.Her şey gözümde büyüdü
Keşke "dur" tuşu falan olsa da şu anı durdurup uyusam, sonra başlatsam.
Biraz uyku UYKU

20 Ocak 2012 Cuma

You're so beautiful, so unforgettable
You think that I'd do most anything
Love is for dreamers, love is for believers
Love is for losers, love
Is for suckers
Love is for suckers, love is for suckers


twisted sister - love is for suckers

17 Ocak 2012 Salı

Hiçbir şey anlam ifade etmiyor.
Şu anda müzik bile kurtarıcım değil.
İçinde olduğum şey boşluk değil.
Hiçbir şey hissetmiyorum.
Hiçbir şey bana bir his verecek kadar büyük değil.
İçinde olduğum şeyi tanımlayabilecek bir şey yok
Ne bulantı, ne de hissizlik
Hissizlik diye bir şey yok çünkü his diye bir şeyin varlığını tanımıyorum
Hiçlik diye bir şey yok, bir şeyin var olmadığını öne süremiyorum
Çünkü hiçbir şey yok dersem varlığın varlığının olmadığını öne sürerek onun bir anlamda var olmuş olabilme olasılığını kabul ediyorum
Oysaki böyle değil
İçinde olduğum şeyi tanımlayacak bir kelime yok
Her şey bir varsanı ve bir düzmece
Bir kimsenin bulanık hayallerini yaşıyorum ve benliğim sadece geçici bir görüntü parçası
Hiçbir şey bir anlam ifade etmiyor

10 Ocak 2012 Salı

It is not about trust you idiot.It's about love, why can't you just try to see the big picture? Little slut.We were meant to be and you always knew it.Now this is our time.So back off bitch.You are not going to thwart this time.You know, love finds a way and it's not your love no more, It's mine.Confess it.
Back off little whore.

3 Ocak 2012 Salı

Belki de gerçekten bana söylediğin şeyler doğruydu.Belki de gerçekten bağlanmayla ilgili yaşadığın bazı problemlerin var.Bağlanmak ya da bağlanmamak ve bunun önceden bilinmesi çok saçma bana göre ama şimdi senin tarafından bakmaya çalışıyorum, o yüzden bunları sorgulamayı bir kenara bıraktım.
Aslında şöyle düşünüyorum, daha önceki ilişkilerinde seni kendisine hayran bırakan bir kız olmadı.Zaten şurada kaç tane ilişki yaşadın ki çocuk? O yaşadığın uzun süreli ama kesik kesik ilişkiden sonrada kendi kendine bir düşünce yarattın, sen kimseye aşık olamazdın.Aslında içten içe de biliyordun,arkasına saklandığın bir neden vardı.Kimsenin seni kırmasını, incitmesini istemiyordun.Sen o gizemli adam, herkesle konuşan ama kimseye aldırmayan adam olarak biliniyordun,böyle de kalmak istiyordun.Evet,çevrendekilerin yani seninle konuşanların ya da yalnızken aklına girebileceğin kişilerin zihninde böyle anılmak istiyordun.Tavan yapmış egondan, en ufak bir örnek olarak sahnedeyken ne kadar alkış aldığını gözlemenden belli bu.Seni kimse kıramazdı,onlar seni sever, senin için ağlarlardı ama sen umursamazdın. Aslında bu yalnızca karşındakilere göstermek istediğin kişiliğindi. Biliyorsun, doğru değil.
Aklımda üç şey var; Benimle birlikte olacak, bana bağlanacak ,kırılma riskini göze alacak ve o yıkılmaz imajının zedelenmesine göz yumacaktın.Benimle birlikte olacak, benim zevkimi aldıktan sonra ben sana gerçekten bir şeyler hissederken beni bırakacaktın ve bunları bana yaşatmamak için aklında gerçekten de öyle olan nedenini dürüstçe söyledin ya da zerre kadar umurunda değilim, o "bağlanamama" sadece geçiştirmek için söylediğin manasız,boş sözlerdi.
Şu anda 1. söylediğim üzerine düşünmek istiyorum.Diğerlerinden daha tatlı olduğu için değil, daha karmaşık olduğu için.Bunu yazarak daha da net kavramaya çalışıyorum sadece. "Umutsuz aşık" rolünden çıkıp, çok da umursamayan ama bunun hakkında düşünen, anlamaya çalışan biri olarak yazıyorum artık.Hissettiğimde bu."Acaba ne olacak?" diye düşünüp sonrasında seni aklımdan çıkarıyorum.Belki sonra tekrardan aklıma geliyorsun ve sonra aklımdan çıkıyorsun.
Bence söylediğin gibi, bağlanmakla ilgili bir sıkıntın var.Sen hiçbir zaman kimseye karşı ciddi bir şeyler hissetmemiş -hissedememiş- adam, çıkıp birine aşık olacaksın, hadi canım.Ama biliyorsun ki, seninle tam tamına uyuşan biriyiz.Bütün zevklerimiz,düşüncelerimiz, hepsi.Seni tanıdığım kadarıyla bu böyle,sende beni  aynı oranda tanıyorsun.Bunun hakkında bir şüphe duyamam, çünkü zaten söylemiştin "Seninle kimseyle sohbet etmediğim gibi ediyorum, senin gibi bir kız var mı diye hep düşünürdüm." Bunları söylediğin an hiçbir şey düşümemiştin, hissetmemiştim.Çok garip.
Ve benimle tam tamına uyuştuğunu biliyorsun.Bu yüzden, seni kırabilirim, bana aşık olursun, bana tamamen bağlanırsın,egonla çelişkiye düşersin diye beni kenara itiyorsun.Bunların arkasına saklanıyorsun.
Bunları sana söylersem -ki hayatta seni karşıma alıp bunları ciddiye aldığımı belli ederek seninle konuşmam- önceleri kabullenmek istemeyeceksin ama sonra söylediklerim üzerine er ya da geç düşününce haklı olduğumu göreceksin.Tabii diğer 2 nedenden biri gerçek değilse.
Ama kendi açımdan bakınca, zaten bağlanma ya da bağlanmama  gibi şeyler çok saçma, eğer ki bir doğrulukları olsaydı bile bunlar önceden kesin olarak belli olamazdı. En azından söylediğim şey şu; Hoşlandığın birine karşı bağlanıp bağlanamayacağını bilemezsin.Evet bağlanma ya da bağlanmama diye şeyler var aslında ama "ben bağlanamam" gibi bir genelleme yapmak yanlış.Evet kesinlikle tam olarak düşündüğüm şey bu.

Tekrardan yazmak istiyorum bunları,
Seninle konserlere gidebiliriz,seninle t-shirtüne sahip olup da hiç gitmediğin o bara gidebiliriz, içebiliriz,saçmalayabiliriz, deli gibi eğlenebiliriz, seninle müzik yapabiliriz -sen çalarsın bende söylerim, hatta hani öyle biriysen bir gün sokakta bile çalabiliriz-, seninle oturup tüm gün sıkılmadan Star Wars izleyebiliriz -ikimizde çok severiz Star Wars serisini-, seninle oturup ciddi muhabbetler yapabiliriz ya da tüm her şeyi dalgaya alabiliriz.Ay böyle yazınca çok komik ama evet böyle ya, gerçekten de böyle ve bunların farkında olduğa eminim.
En çok da seninle bir türlü gidemediğimiz ama hep lafı geçen şu konserlere gitmek istiyorum.Seninle müzik yapmak istiyorum ve seninle bir bara gitmek istiyorum.
Neden bara gitmek bir önem taşıyor bilmiyorum.
Çok saf temiz ya.Bu ne oğlum, şuraya baksana ne kadar basit ve bilmiyorum, küçük şeyler bunlar.
Bunları istediğimi bilmeni istemiyorum.Zaten blogumu bulman olanaksız, bende sana hayatta söylemem böyle isteklerim olduğunu.
Erafta bu sene de Rock n Coke olacağı dedikoduları dolaşıyor, çadırımı kaptığım gibi senide alırım yanıma, o gündüzlerin lanet sıcağında akşamların uyutmayan soğuğunda ve gün ortalarında geçmeyen saatlerde gayette eğlenebiliriz.Ya da düşünsene Wacken'a gittiğimizi, hayatımda hiçbir zaman silemeyeceğim bir anı olur.Sevgilinle,yurt dışında,en sevdiğin grupların konserinde.En güzel hayalim herhalde.
Tamam, bir sonuca ulaşamasam bile bazı şeyleri analiz ettim.
Kendi iç konuşmalarımı yazdım birazda.Ultra özel bir şey olmasına rağmen pek de çekinmiyorum, ne de olsa yolda yanınızdan geçsem bunları hissettiğimi -ya da hissedemediğimi- bilemeyeceksiniz.
Eğer ki yazımı buraya kadar okuduysanız helal olsun diyorum.
"Bir genç kızın kendisine bile anlamsız gelen iç konuşmaları, düşünceleri ve hayalleri".


1 Ocak 2012 Pazar

Yılın ikinci yazısına da başlamış oldum
Umarım hiçbir hata yapmadan, çok güzel bir yıl geçiririm
Şu yeni yıl ayağı biraz saçma, sadece sayılar değişiyor
Ama yine de bu değişime bir mana yüklemek istiyorum bu sene
Bir değişimle birlikte kendime söz veriyorum, bu sene yaptığım hiçbir hatayı tekrarlamayacağım
Çok da büyük olmayan, bana tecrübe kazandıracakları ise dört gözle bekliyorum.
18 yaşın getirdiği sarhoşluğa kapılmayacağımı umuyorum.
Bu sene daha önce yapmış olduğum hiçbir hatayı tekrarlamayacağım.


Bazen çok dramatikleşiyorum, hoşuma gitmiyor
İçimde halen bir burukluk olmasına rağmen en iyi halimleyim şu anda
Çok da umursamıyorum şimdi.
Fark ettim ki aslında ben her şeyi içimde yaşayıp içimde bitiriyorum.
Mutlu olup daha sonra onların elimden alınacağını bildiğim için insanlara yaklaşmıyorum, bana yaklaşanları ise kendimden itiyorum.
Bazen de olayları berbat ediyorum.
Ama bazen çok dramatikleşiyorum, "yatağımda yatarken gelse kulağıma bir şarkı fısıldasa"
Bu ne lan?Filmlerde olur böyle şeyler
Hem düşündüm de kulağıma gelip bir şarkı fısıldasa benim komiğime gider.
Ne yapıyor bu diye düşünürüm.
Ama yazması ve izlemesi güzel.
Benim romantizm anlayışım biraz farklı
Mum,gül, 'romantik' yemek sevmem
Salaş,yağmurlu,çamurlu bir yerde birbirimize sokulmuş yenen bir yemek, abiye kıyafetler içinde kasıntı mumlar güller arasında yenen yemekten çok daha güzeldir.
Her neyse, yeri geldiğinde hepsi yaşanır tabii ki, o ayrı.
Her neyse.